Enerji

2014 Verileri İle Küresel Enerji Tüketimine Genel Bakış

Yazar : Kaan Emir

İnsanların bireysel olarak değil de toplumsal ve küresel olarak doğaya verdiği en büyük zarar sanayi devriminden bu yana inanılmaz derecede artış gösteren tüketim ve beraberinde gelen kaynaklarının bilinçsiz, bazen de bile bile düşüncesizce kullanımı olmuştur. Bu yazıda henüz 2015 için bu alanda resmi çalışmalar yürüten kurumların raporları açıklanmadığı için 2014 yılına ait küresel enerji tüketimi raporları özetlenmiş ve önceki yıllarla olan karşılaştırması yapılmıştır.

Başlarken raporlarda bolca kullanılan, yazıda da yer alan TEP kavramını açıklamak gerekir. TEP, açılımı ton eşdeğer petrol olan ve kaynaklarının tek bir birim ile ifade edilmesini sağlayan ölçü birimidir. Örnek vermek gerekirse 1 TEP 11600 kWh, 3 ton linyit, 1.6 ton taşkömürü, 1200 m3 doğalgaza eşdeğerdir.

 

2014 yılında küresel birincil tüketimi %0.9 artarak 2013’teki %2 ve 10 yıllık ortalama olan %2.1’in altında kalmıştır. Bu düşük seviyede artışın temel sebebi enerji tüketiminde önemli rol oynayan ülke ve bölgelerin tüketimlerinde yaşanan gözle görülür azalmadır. Örneğin son 14 yıldır enerji tüketiminde lider konumda bulunan Çin’in tüketim artışı 1998 yılından bu yana en düşük seviyede (%2.6) yaşanmıştır. Gelişmekte olan ülkeler 10 yıllık tüketim ortalamalarının altında bir tüketim davranışı sergilemişlerdir, tüketim artış oranı %2.4 ile 10 yıllık ortalama olan %4.2’nin altında kalmıştır. OECD ülkelerinin tüketimi ortalamaya göre daha büyük bir azalma göstermiştir ve %0.9 gerilemiştir. Bu gerileme ABD’deki %1.2’lik artışa rağmen AB ülkelerindeki %3.9 ve Japonya’daki %3’lük azalma sayesinde gerçekleşmiştir.  Avrupa Birliği enerji tüketiminde 1985 yılından bu yana en düşük seviyeye gerilemiştir. Enerjideki gelişmelerden kaynaklanan küresel CO2 emisyonları, ekonomik kriz dönemindeki ani düşüş hariç tutulursa 1998 yılından bu yana en düşük artışı göstermiştir. Tüketim, nükleer hariç tüm yakıt tipleri için artmıştır.

666

Şekilde 2000 yılından bu yana kaynaklarının tüketimi MTEP cinsinden verilmiştir.

Küresel kömür tüketimi artışı 2014 yılında yüzde 0,4 ile yüzde 2,9 düzeyinde olan 10 yıllık ortalama yıllık büyümenin altında kaldı. Kömürün küresel birincil tüketiminden aldığı pay ise yüzde 30,0’a indi. OECD ülkeleri dışındaki tüketim, Çin’deki tüketimin sadece yüzde 0,1 artarak adeta yerinde saymasının etkisiyle, yüzde 1,1 ile 1998’den bu yana en zayıf büyümeyi gösterdi. Hindistan yüzde 11,1ile hacimsel olarak bugüne kadarki en yüksek büyümesini ve dünya genelinde en yüksek hacimsel artışı gerçekleştirdi. Küresel kömür üretimi ise yüzde 0,7 azaldı.

Petrol 2014 yılında 15 yıldır üst üste olduğu gibi pazar payını kaybetmiş ancak en çok tüketilen yakıt olma özelliğini %32.6 ile korumuştur. Küresel petrol üretimi, küresel tüketimin iki katından fazla büyüme ile 2,1 milyon bpd (varil/gün) ve/veya yüzde 2,3 artmıştır. Küresel petrol tüketimi günde 0,8 milyon varil, ya da yüzde 0,8 ile, son dönemdeki tarihi ortalamasının biraz altında, 2013 yılında görülen günlük 1,4 milyon varil artıştan ise çok daha zayıf bir büyüme kaydetmiştir. Küresel tüketimdeki net büyümenin tamamı OECD dışındaki ülkelerden kaynaklanmış olup Çin’deki tüketim artışı kendi ortalamasının altında kalsa da küresel petrol tüketimindeki en büyük artışı yaşamıştır. (390.000 varil/günlük).

Dünyadaki doğalgaz tüketimi yüzde 0,4 ile 10 yıllık ortalama olan yüzde 2,4’ün altında büyüdü. Büyüme, hem OECD ülkelerinde hem de gelişmekte olan ekonomilerde ortalamanın altında kalırken AB’deki tüketim (-yüzde 11,6) gerek hacimsel gerekse de yüzdelik oran olarak kayıtlardaki en yüksek düşüşleri kaydetti. Avrupa & Avrasya bölgesi (-yüzde 4,8), Almanya, İtalya, Ukrayna, Fransa ve Birleşik Krallık olmak üzere, dünyada hacim bazında en yüksek beş düşüşe sahne oldu. Global olarak, doğal gaz birincil tüketiminin yüzde 23,7’sini karşıladı.

Küresel nükleer enerji üretimi yüzde 1,8 ile ortalamanın üzerinde büyüme ile ardı ardına ikinci yıllık büyümesini kaydederken 2009 yılındaki felaketten bu yana ilk defa nükleer enerji küresel ölçekte pazar payını artırmış oldu. Güney Kore, Çin ve Fransa’nın nükleer enerji üretimindeki artış, Japonya, ve Birleşik Krallık’taki düşüşlerin üzerinde gerçekleşti.

Küresel hidroelektrik enerji üretimi yüzde 2,0 ile ortalamanın altında büyüdü. Çin’in yüzde 15,7 olarak gerçekleşen hidroelektrik enerji üretimindeki büyüme, küresel üretimdeki artışın tamamını oluşturdu.

Yenilenebilir enerji kaynakları, gerek enerji üretiminde gerekse de taşımacılıktaki artışını 2014’te de sürdürerek on yıl önceki yüzde 0,9’luk düzeyinden küresel enerji tüketiminin yüzde 3,0’ü gibi rekor bir düzeye ulaştı. Elektrik üretiminde kullanılan yenilenebilir enerji yüzde 12,0 artarken yenilenebilir enerji kaynakları da küresel enerji üretiminin yüzde 6,0’ına ulaşarak rekor kırdı.

Yenilenebilir enerji kaynaklarında en yüksek yıllık artış, ardı ardına beşinci defa Çin tarafından gerçekleştirildi; geçen yılki yüzde 15,1’lik büyüme, 10 yıllık ortalamanın üçte biri oldu. Küresel olarak, yüzde 10,2 +65 terawatt-saat ile 10 yıllık ortalamasının yarısından da az bir büyüme sergiledi. Güneş enerjisi üretimi yüzde 38,2 (+51 terawatt-saat) arttı. Küresel biyoyakıt üretimi yüzde 7,4 ile ortalamanın altında büyüdü (+144.000 varil).

Tüm bu bilgilere ek olarak, kanıtlanmış rezerv miktarları sürekli bir değişim gösterse de günümüzde gerçekleşen tüketim verileri esas alınarak kaynaklarından petrol için 52.5 yıl, doğalgaz için 54.1 yıl ve kömür için 110 yıl kullanılabilecek kadar rezerv kaldığı söylenebilir.

Küresel ısınmadan kaynaklanan değişimlerin yüzüne vurulması sonucunda dünya, bu hiç de iç açıcı olmayan durumla, tüketimi azaltmanın ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmanın gerekliliğiyle, daha önce başka hiçbir durumda olmadığı kadar ciddi şekilde yüzleşmek zorunda kaldı. 2015’in sonunda Paris’te gerçekleşen COP21 zirvesinden çıkan kararlara bakılacak olursa insanoğlunun doğa katliamı açıkça dile getirilmekten hala çekinilse de, daha geniş kitlelerin vicdanlarında rahatsızlıklar yaratmaya başladı. Daha önceki sözleşmelerden farkı olacak mı ya da alınan kararlar uygulama aşamasında neler getirecek şu an için bilinmez, “Ölü yıldızlara hayatı götürme” çalışmalarımız devam ederken “Dünyamıza inen ölümü” ne derece yavaşlatabileceğiz, birlikte yaşayıp göreceğiz.

light-bulb-current-light-glow-40889

Yazar hakkında

Kaan Emir