Kentsel alanlarda nüfus artışıyla birlikte, asfalt yollar, otopark alanları gibi geçirimsiz sert yüzeylerin kapladığı alanlar da artmıştır. Bunun sonucunda yağmur suları doğal yollarla toprağa sızamamakta ve yüksek oranda yüzeysel akışa dönüşerek taşkın tehlikesine yol açmaktadır (Butler ve Davis, 2004). Yeraltı suları yeterince beslenemediği gibi, yüzeysel akışın su kalitesi de bu durumdan olumsuz etkilenmekte, yüzeysel akışla taşınan kirletici miktarlarında artış gözlenmektedir (USEPA 2012). Yağmur sularının birleşik veya ayrık kanalizasyon sistemleriyle toplanıp uzaklaştırıldığı geleneksel kentsel yağmur suyu yönetimi yaklaşımının bu sorunlara çözüm getiremeyeceği açıktır. İşte bu bahsedilen sorunların çözümüne yönelik olarak, özellikle son yıllarda “Sürdürülebilir Kentsel Drenaj Sistemleri (SKDS)” kavramı önem kazanmıştır. Özellikle Avustralya, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gibi ülkelerde bu yaklaşım önem kazanmış ve SKDS için tasarım kriterleri ortaya konmuştur (Butler 2004, USEPA 2012). Avustralya’da “Su Duyarlı Kentsel Tasarım” (Water Sensitive Urban Design, WSUD), İngiltere’de “Sürdürülebilir Kentsel Drenaj Sistemleri” (Sustainable Urban Drainage Systems, SUDS) ve ABD’de “Düşük Etkili Gelişim” (Low Impact Development, LID) adıyla bilinen bu yaklaşımdaki temel amaç, doğal su döngüsünü mümkün olduğunca bozmadan ve doğal drenaj proseslerini taklit ederek toprağa sızmanın arttırılması, yağmur sularının yer altı sularına ulaşmasının sağlanması, yüzeysel akış miktarının ve akış hızının azaltılması, yüzeysel akıştaki kirletici miktarının azaltılması ve böylece kentsel alanların hidrolojik fonksiyonlarının iyileştirilmesidir. Amerikan Çevre Koruma Ajansı (USEPA) bu amaca hizmet eden altyapı elemanlarını “yeşil altyapı” olarak nitelendirmektedir (USEPA, 2012). Bunlara örnek olarak, yağmur bahçeleri, yeşil çatılar, geçirimli döşemeler, yağmur hendekleri, infiltrasyon cihazları, göletler ve bitkilendirilmiş filtre şeritleri sayılabilir (Butler, 2004, USEPA 2012). Bu uygulamaların ülkemizde de yaygınlaşması, kentsel alanların bozulan su döngüsünün iyileştirilmesinin yanında estetik yönden de yararlar sağlayacaktır. Hayata geçirilen yeşil altyapı uygulamalarının her biri, sürdürülebilir kentsel drenaj yönetimi için bir adım olarak kabul edilmelidir.
Yrd. Doç. Dr. Ekrem Karpuzcu
İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü
Kaynaklar
Butler, D. and Davies, J. W. 2004. Urban Drainage, 2nd edition, Spon Press Taylor & Francis Group, London and New York.
USEPA, 2012. Encouraging Low Impact Development, LID Barrier Busters Fact Sheet Series, United States Environmental Protection Agency, Office of Wetlands, Oceans, and Watersheds 1200 Pennsylvania Avenue, NW, Washington, DC 20460 EPA 841-N-12-003G.
Müftüoğlu, V. ve Perçin, H. 2015. Sürdürülebilir Kentsel Yağmur Suyu Yönetimi Kapsamında Yağmur Bahçesi. İnönü Üniversitesi Sanat ve Tasarım Dergisi, ISSN: 1309-9876 E-ISSN: 1309-9884 Cilt/Vol. 5 Sayı/No.11 (2015): 27-37.
Şekil 1. Şehirleşme sonrası yeşil alanların azalmasıyla oluşan durum (Seattle, Washington, ABD). Yağışın %50’den fazlasının yüzeysel akışa dönüştüğü, sadece %15’inin toprağa sızabildiği görülmektedir.
Şekil 2. Şehirleşme etkisinin olmadığı bir havzada (Tillamook, Oregon, ABD) yağışın sadece %10’unun yüzeysel akışa dönüştüğü görülmektedir.
Şekil 3. Geçirimli döşemelere örnekler
Şekil 4. Tipik bir yağmur bahçesi kesiti (Müftüoğlu ve Perçin, 2015).
Şekil 5. Yağmur suyu biriktirme yapısı
Şekil 6. Yeşil Çatı uygulaması (Fukuoka, Japonya)