Pek çoğumuz küresel ısınmanın dünyamız ve canlı türleri üzerindeki etkilerini genel olarak biliyoruz. En azından geleceğimiz için büyük bir tehdit oluşturduğunun farkındayız… Ancak konu derinlerdeki yaşama gelince, küresel ısınmanın ne denli bir tehdit oluşturduğunun ne yazık ki çok da farkında değiliz. Genelde gizemli ve ürkütücü bulunan deniz, bilgili ve bilinçli yüzücü, dalıcı ve balıkçılar için aslında oldukça güvenli ve keyifli bir alandır.
Sualtında meydana gelebilecek tehlikeli durumların asıl sebebi kendi kusur ve hatalarımızdır. Çevreye verdiğimiz zararla birlikte artış gösteren zehirli canlı türlerini tanımamız ve onlara karşı nasıl davranmamız gerektiğini bildiğimiz sürece bu tehlikeleri en aza indirgeyebiliriz.
Neredeyse herkesin denizlerdeki korkulu rüyası köpekbalıklarıdır. Fakat öyle canlılar ve balık türleri var ki, devasa köpekbalıkları bile deyim yerindeyse masum kalır. Özellikle tropik denizlerde bulunan, boyca da küçük görülebilecek deniz canlıları oldukça zehirlidir. Küresel ısınmanın etkisiyle Akdeniz’in tropikleşmesiyle, yapılan araştırmalar doğrultusunda Kızıldeniz ve Hint Okyanusu’nda görülen zehirli canlı türlerinin Süveyş Kanalı ile kıyılarımıza geçmeye başladığı gözlenmiştir. Her geçen gün sayılarında ciddi bir artış gösteren bu canlılar önlem alınmadığı sürece denizlerimizde tehdit oluşturmaya devam edecektir.
Ülkemizde balıkçılarımız ve dalgıçlarımız tarafından son yıllarda daha sık zehirli canlılar yakalanmakta ve gözlenmektedir. Geçtiğimiz Kasım ayında Marmaris Körfezi’nde dalgıçlar tarafından yaklaşık 4 kilogram ağırlığında ve 5 milyar iğnesi olduğu tahmin edilen zehirli bir tür denizanası görüntülenmiştir. Temas ettiği insanlara bu iğnelerin 300-400’ünün saplandığı belirtilmiştir. Denizanasının iğneleri taşıdığı zehir sebebiyle büyük bir ağrı verir ve kalp krizine sebep olabilir. Her zaman görülmeyen ve yavaş hareket eden bu canlı türünden uzak durmakta büyük yarar vardır. Son yıllarda özellikle Marmaris Körfezi’nde sayılarını arttığı bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Bilim adamları denizanalarındaki bu artışın sebebini küresel ısınmaya bağlamakta, bu konuda çalışmalar sürdürülmektedir. Aynı şekilde Muğla’nın Fethiye Körfezi’nde sayıları yine hızla artmakta olan balon balıkları balıkçılarının korkulu rüyası haline gelmiştir. Bilim adamları balon balıklarının zehrinin siyanürden 50 kat fazla olduğunu ifade etmiştir. Balıkçılar tarafından kıyıya çıkarılan balıkları kediler dahi yememiştir. Taşıdıkları zehrin özellikle yaz aylarında üreme dönemiyle en yüksek seviyeye çıktığı tespit edilmiştir.
Diğer yandan, zehirli canlıları pek çok şekilde sınıflandırabiliriz. Zehri kullanma şekillerine göre aktif ve pasif olarak adlandırılırlar. Dünya genelinde denizlerde tespit edilmiş canlı türlerinden 225 tanesinin aktif zehirli olduğu saptanmıştır. Türk denizlerinde ise yaklaşık 450 canlı türünden 26’sının aktif zehirli olduğu tespit edilmiştir. Aktif zehirli canlılarda özellikle diken gibi bir zehirleme aygıtı bulunur. Bu tip canlılar genellikle kum veya kayalık alanlarda gizlenir, kendilerine karşı bir tehdit hissettiklerinde savunma amaçlı olarak dikenlerini kullanırlar. Etkileri değişmekle birlikte ölümcül sonuçlar doğurabilirler. Pasif zehirli olanlar ise, zehri etlerinde, kanlarında, derilerinde ve yumurtalarında taşırlar. Tüketildikleri taktirde toksik etki yaratarak insanlar için öldürücü boyuta gelebilirler. Peki, üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin karasularında en sık rastlanan zehirli canlıları tanımak ister misiniz? Trakonya, iğneli vatoz, iskorpit, üzgün, tiryaki, sokar, folya balıkları ülkemiz karasularında gözlemlenmiş aktif zehirli canlıların başlıcalarındandır. Dikenleriyle temas edildiğinde hemen en yakın sağlık kuruluşuna gidilmelidir. Sağlık kuruluşuna gidilene kadar geçen süreçte acıyı azaltmak, zehrin etkisine ve enfeksiyon riskine karşı yapılması gereken ilk yardımda dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır;
- Gözle görülen bir diken veya yabancı bir cisim varsa temizlenmelidir.
- Yarayı temizlemek amacıyla içme suyu kullanılmalıdır, yoksa deniz suyu da kullanılabilir.
- Zehrin yapısı protein olduğundan, sıcak uygulanması zehri etkisiz hale getirebilir. Bu yüzden dayanılabilecek en sıcak suda yaralı bölge 30-90dk bekletilmelidir.
- Kanam a varsa hemen durdurulmalı, yoksa da üzeri kesinlikle kapatılmamalıdır.
Tüm bunlar yapıldığı takdirde, sağlık kuruluşundaki gerekli tetkiklerle de zehrin etkisinde tamamen kurtulmak mümkündür. Ayrıca herhangi bir zehirlenme durumunda 24 saat faaliyet gösteren zehir danışma merkezine telefon edip doktor yardımıyla ilk yardımı yapabilirsiniz.
ZEHİR DANIŞMA: 0 800 314 79 00 (ÜCRETSİZ)
Trakonya | İğneli Vatoz | İskorpit | Üzgün |
Tiryaki | Sokar | Folya | ||
Sonuç olarak, küresel ısınmaya önlem alınmadığı sürece denizlerimizde ve tabi tüm dünyada zehirli canlı türlerinin artışı gözlemlenmeye devam edecektir. Bizlere düşen görev küresel ısınmaya sebep olan etkenler ile mücadele etmek, çevremize karşı duyarlılığımızı en yüksek seviyeye çıkarıp tüm insanlığa bu bilinci aşılamaya çalışmaktır. Denizlerimizde yaşayan zehirli canlıları tanıyıp, oluşabilecek tehlikeleri ve tedavi şekillerini öğrenmek yapabileceğimiz en basit önlemlerdir. Unutmamalıyız ki dünyamızı yaşanılır hale getirmek bizim elimizdedir tıpkı sebep olduğumuz tehditler gibi…
KAYNAKÇA
http://www.radikal.com.tr/mugla_haber/marmaris_korfezinde_zehirli_denizanasi_goruntulendi-1233973
http://www.posta.com.tr/yasam/HaberDetay/Balon-baligi-tehlikesi-.htm?ArticleID=153137
http://www.denizce.com/sevimlitehlike.asp